İnsanların birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları doğal diller (Türkçe gibi), davranışlar, çeşitli jestler, sağır-dilsiz alfabesi, görüntüler, trafik işaretleri, bir müzik yapıtı, bir resim, bir tiyatro gösterisi, bir film, reklam afişleri, moda, yazınsal yapıtlar, çeşitli bilim dilleri, bir ülkedeki ulaşım yollarının yapısı, bir mimarlık düzenlemesi, kısacası bildirişim amacı taşısın veya taşımasın her anlamlı bütün çeşitli birimlerden oluşan bir dizgedir. Bu dizgelerin her birimleri gösterge olarak adlandırılır. Bu minvalde ‘göstergeleri’ inceleyen bilim dalı veya göstergelerin bilimsel bakış açısıyla incelemesi ifadeleriyle “Göstergebilim” tanımlanabilmektedir.
Gösterge, Gösteren ve Gösterilen
Göstergebilim kavramını biraz daha açıklayabilmek için gösterge, gösteren ve gösterilen kavramlarını da açıklığa kavuşturmak gerekmektedir. Türkçe de “gösterge” denince ilk olarak akla bir araç gelmektedir. Sözlükteki karşılığı ise: “Bir aracın çalışmasıyla ilgili bazı ölçümlerin neticesini kendiliğinden gösteren başka bir araç”tır. Otomobildeki benzin göstergesi, kumanda tablosuna yerleştirilmiş küçük bir araçtır, buna bakarak depoda ne kadar benzin olduğunu anlarız. Bu şu demektir: İkide bir arabayı durdurup, benzin deposuna bakmak yerine benzin göstergesinin ibresine bakıp benzin durumunu görürüz. O küçük araç, bizim ikide bir benzin deposuna bakıp durumu doğrudan saptamamız gibi zahmetli ve zaman alıcı bir işlemin yerine geçer, bize depodaki benzin hakkında gerekli bilgiyi verir. Tabii, benzin göstergesinin bize ilettiği bilgiyi doğru yorumlayabilmek için, göstergeyi “okumayı” bilmemiz, öğrenmiş olmamız gerekir.
Kendisi o şey olmadığında bile, o şeyi anımsatarak iletişim sağlayan her araç bir göstergedir. Yani benzin deposunda ne kadar benzin olduğunu gösteren araç gibi, bir trafik işaretleri, bir resim ve sözcük, hepsi birer göstergedir ve gösteren ile gösterilen arasındaki iletişim bağı nedensizdir. İşte göstergebilim bu bağı anlamlandırmaya çalışmaktadır.
Göstergeler biçim ve içerikten oluşmaktadırlar, biçim gösteren kavramına, içerik ise gösterilen kavramına denk gelmektedir. Gösterge kavramının en çok tartışılan yanı gösterilendir çünkü gösterilen gerçek dünyadaki şeylerin, nesnelerin bir kopyası değildir. Bizim gerçek dünya hakkındaki düşüncelerimizin, algılarımızın bir yanılsamasıdır.
Kaynak: Özcan.Süleyman, “Sinemada anlam: günümüz Türkiye sineması’nda 12 Eylül temalı filmlerin incelenmesi” İstanbul, 2013, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi
Tüm video derslerimiz için youtube kanalımız | video dersler sayfamız